Aksoy; ‘Buna başkanın dermanı yetmez’
Ak Piliç işletmesinin sahibi, Belediye Meclis Üyesi Mustafa Aksoy bugün CHP Bolu Merkez İlçe Başkanı Ersan Türkoğlu ile birlikte bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Aksoy; “Alaaddin Yılmaz’ın son belediye meclis toplantısındaki açıklamaları hayra nasıl baktığını göstermiştir. Bana olan garezini benle halletsin. Bana olan rahatsızlığını da eğer yüreği varsa Bolu kamuoyu ile paylaşsın. Böyle ayak oyunları ile beni küçültemez. Buna başkanın dermanı yetmez” şeklinde konuştu.
CHP Bolu Merkez İlçe Başkanı Ersan Türkoğlu ile Ak Piliç işletmesinin sahibi, Belediye Meclis Üyesi Mustafa Aksoy bugün ortak olarak gerçekleştirdikleri basın toplantısıyla Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın son yapılan belediye meclis toplantısındaki ifadelerini değerlendirdiler. Toplantıda ilk konuşmayı CHP Bolu Merkez İlçe Başkanı Ersan Türkoğlu yaptı. Türkoğlu; “Bolu Belediye Başkanı Sayın Alaaddin Yılmaz’ın stresli, bana göre akla ve mantığa dayanmayan açıklamaları mevcut. Bu açıklamaları gerçekten Bolu’ya ciddi anlamda zarar veriyor. Alaaddin bey’in İlimizde faaliyet gösteren ve binlerce kişiye ekmek kapısı olan ‘tavukçuluk’ sektörünün değerli entegre firmalarını eleştirmesini Bolu’da yaşayan bir insan olarak şiddetle kınıyorum. Bizim Belediye Meclis Üyemiz Sayın Mustafa Fahrettin Aksoy da Bolu’da hizmet veren son derece kıymetli bir firmanın sahibi. Sayın Yılmaz, tahmin ediyorum ki, siyasi olarak gündeme gelmek için, bu işi siyasi bir hale sokmak için Mustafa beyi de bu işin içine karıştırıyor. Sayın Alaaddin Yılmaz’ın 7 Ekim’de Belediye Meclis Toplantısı’nda söylediği şudur; ‘Bu tavukçuluk firmaları Bolulu değil, Bolu’dan geçinenler’ Şimdi, binlerce insan çalıştıran, Bolu’da 4 -5 bin köylümüze ve üreticimize ekmek kapısı veren bu tesislere bu cümleleri kurmak – Bolulu değil Bolu’dan geçinen insanlar demek- gerçekten ne akla ne de fikre yatkın bir şey değil. Sayın Alaaddin Yılmaz hangi akla uyarak böyle bir cümle kurdu bilmiyorum ama bu firmalar yıllardır, Sayın Alaaddin Yılmaz belediye başkanı olmadan önce de Bolu’ya hizmet ve ekmek veriyorlardı. Sayın Alaaddin Yılmaz belediye başkanı olduktan sonra da Bolu’ya hizmet vermeye devam ediyorlar” dedi.
“Sayın Mustafa Aksoy’u artık İmar Komisyonunda görmek istiyoruz”
Türkoğlu sözlerine şu şekilde devam etti; “Bugün Bolu’da faaliyet veren bu firmalarımız 5 binin üzerinde köylünün geçim kaynağı, 3-4 bin’in üzerinde insanımızın ekmek kapısı. Böylesi önemli bir yeri olan firmalara ve bu firmalardan biri olan Ak Piliç’e sadece Bolu’da belediye tarafından halkımızın hizmetine sunulan aşevinin harcamalarına katkıda bulunmadığı için bu kadar insafsızca eleştiri yöneltmek, bu firmalarımızı hedef tahtası haline getirmek, her şeyden önce Bolu’ya ihanettir. Diğer iller, yatırımcıları kendi illerine çekmek için var gücü ile uğraşırken, illerine katkı sunacak işletmeleri altyapıyla, vergi indirimi ile teşviklerle illerine çekmeye çalışan siyasiler, belediye başkanları, milletvekilleri var gücüyle uğraşırken, Sayın Alaaddin Yılmaz’ın hali hazırda Bolu’muzda hizmet veren bu firmalarımızı Bolu halkına bu kadar kötü tanıtmaya hakkı yok diye düşünüyorum. Biliyorsunuz biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak uzun zamandır İmar komisyonuna temsilci veremiyorduk. Sayın Mustafa Aksoy’u artık İmar Komisyonunda görmek istiyoruz. Bu bizim partimizin aldığı bir karardır. Sayın Alaaddin Yılmaz’ın bu kişisel hırsımıdır? Yoksa başka bir sorunu mu var? Bunu biz kendisine de yeniden soruyoruz… Bu konuyla ilgili olarak ben basın açıklaması da yaptım. İmar Komisyonuna Cumhuriyet Halk Partisini yok sayarak temsilci sokturmuyor. Öbür taraftan yine Mustafa bey’i kullanarak çok önemli 3 tane Entegre’ye zarar veriyor. Böyle bir şey kabul edilemez. Bu durum bana göre gerçekten ihanettir. Ben bunları samimi olarak söylemem gerekiyorsa şöyle değerlendiriyorum. 3 dönem kuralına takılan, parti içinde ciddi bir yarışın olduğu ve bu yüzden çok yoğun stres yaşayan Alaaddin Yılmaz’ın akla, hayale gelmeyen, mantığa sığmayan açıklamaları olarak görüyorum.”
“Sayın Alaaddin Yılmaz bu açıklamayı yaparak, bölgemizde faaliyet gösteren 3 tane entegreye, aşevine koşulsuz şartsız destek veren hayırseverlere ve Bolu’ya zarar vermiştir.”
Türkoğlu sözlerini şu biçimde tamamladı; “Sayın Alaaddin Yılmaz böyle bir açıklama yaparak, sadece 3 firmamıza zarar vermemiştir. Böyle bir açıklama yaparak inancından dolayı aşevine destek olan, bağışta bulunan insanları da zan altında bırakmıştır. Sayın Alaaddin Yılmaz bu açıklamasında tehditkâr bir dil kullanmıştır. ‘Aşevine yardım etmeyenleri deşifre edeceğim’ demiştir. Şimdi insanların aklına gelmez mi? Acaba Sayın Alaaddin Yılmaz tehdit ederek mi? bu insanlardan zorla mı bağış topluyor’ . 300 milyon liranın üzerinde bir bütçeye sahibiz’ diye övünen ve Belediyeyi şu noktaya taşıyorum diye övünen Sayın Alaaddin Yılmaz, bu yaptığıyla kendini yalanlamış oluyor. Bu kadar büyük bir belediye bütçesine sahip olan kuruluş, gelen yardımları da kabul etmez. Çünkü siz belediyesiniz, ticari işletmelerle münasebetleriniz var. Halkın size verdiği görevler var, bu görevleri yerine getirmeniz lazım. Burada Belediyeyi boynu eğik duruma düşürmemek için, kanunları dürüst ve düzgün bir şekilde uygulanabilir bir hale getirmek için belediyenin bu tür yardımları zaten almaması lazım. Alırsa, bir sıkıntı vardır demektir. Ben Bolu’daki insanların hayırsever olduğuna yürekten inanıyorum. En kalbi duygularıyla, inançlarıyla yardım ettiklerine inanıyorum ama Sayın Alaaddin Yılmaz bu açıklamayı yaparak, bölgemizde faaliyet gösteren 3 tane entegreye, aşevine koşulsuz şartsız destek veren hayırseverlere ve Bolu’ya zarar vermiştir. Yarımcıların bir kente yatırım yaparken o kentin yerel yöneticileriyle ilgileri çok önemlidir. Yerel yöneticiler yarımcıların işini kolaylaştırırsa yatırımcılar o bölgeye gider. Ekonomik kriz süreci içerisindeyiz. Her türlü sıkıntıyı ve sorunu yaşıyoruz. Hiç kimsenin bu tür ego tatmini cümlelerle, hal ve hareketlerle, yaşadığımız ili ve ülkeyi daha da sıkıntıya sokmaya hakkı yok. Eğer Sayın Alaaddin Yılmaz, Bolu’dan geçinenleri merak ediyorsa cevap çok basit. Binlerce kişiyi çalıştıran fabrikalarımızla, yatırımcılarımızla uğraşmayı bıraksın, imar rantından, kimseye faydası olmadan köşeyi dönenlerin peşine düşsün, bu Bolu’ya büyük hizmettir.”
.jpg)
“Sayın Başkan’ın benim firmamı isim olarak zikrederek Hayır Çarşısına yardım yapmıyor gibi suçlamaya maruz bırakması diğer firmaların sponsorluğunu yapıyor izlenimi veriyor”
Konu ile ilgili olarak düşüncelerini açıklayan CHP’li Belediye Meclis Üyesi Mustafa Aksoy ise, “ Sayın Başkan’ın belediye meclisine girdiğim günden beri benim şahsıma karşı bir çekememezliği var. Bunun sebebini henüz ben bilmiyorum. En son Nisan ayında yapılan Belediye Meclis Toplantısında bizim belediye meclis üyeleri olarak aldığımız karar gereği her arkadaşımız her komisyonda 1 yılda olsa görev yapsın diye bir kararımız vardı. Diğer arkadaşlar görevlerini yaptılar sıra bana geldiğinde Sayın Başkan beni İmar komisyonunda görmek istemedi. Mecliste teknik diploması olan tek mühendisim. Bolu’ya gelmeden önce yaptığım işlerden dolayı da o mecliste benim tecrübeme sahip bir arkadaşımız daha yok. Bütün bunlara rağmen beni İmar komisyonuna almama sebebini henüz bilmiyorum. Kendisine defalarca basın yoluyla sorduk. Cevap alamadık. Yakın zamana kadar 6 tavukçuluk firmasıydık. Bugün ekonomik şartlardan dolayı 3 firma zor şartlarda faaliyetlerine devam ediyor. Ekonomik krizi herkes biliyor. Buna rağmen Sayın Başkan’ın benim firmamı isim olarak zikrederek Hayır Çarşısına yardım yapmıyor gibi suçlamaya maruz bırakması diğer firmaların sponsorluğunu yapıyor izlenimi veriyor. Olayı ben ticari açıdan gözlemlediğimde böyle görüyorum. Çünkü sayın başkan bir tavuk üreticisi ve bir firma ile çalışıyor. Diğer firma ile çok iyi iş ve dostluk ilişkileri var. Bir dostluğunu kuramadığı ben varım. Beni diğer firmalara karşı küçük düşürmek, pazardaki payımı azaltmak için böyle saygısızca bir belediye başkanına yakışmayan tarzda oyunlara müracaat ediyor” dedi.
“Kendisi belediye başkanlığına layık olmayabilir ama belediye başkanı olduğunu unutmaması lazım.”
Aksoy sözlerini şu biçimde sonlandırdı; “Hayır çarşısına vermiş olduğu isim bence doğru değil. “Hayır “ dinimizce ulvi bir kelimedir. “Hayır” gizli yapılır. Orada her şey aleni. Sayın başkanın inancı nedir bilmiyorum. Yeni bir mezhep mi çıktı da biz bilmiyoruz? Sayın başkan zorla hayır yaptırmak istiyor. Bizim inancımızda hayırlar gizli yapılır. Ne kadar gizli yapılırsa o kadar makbuldür. Bizim bildiğimiz Dinde böyledir… Başkan neden bu yolu denedi? Ben kendi içerisinde psikolojik problemlerinin dışa yansıması olarak görüyorum. Üzülüyorum. İçinde yaşadığım şehrin Belediye Başkanını böyle basit yollara tevessü etmesine şahit olmaktan. Benim o gün mecliste olmadığım bir toplantıda benim aleyhime yapmış olduğu söylemleri de bir insan olarak kınıyorum. Kendisi belediye başkanlığına layık olmayabilir ama belediye başkanı olduğunu unutmaması lazım. Söylemlerinde bunu unutmadan icraatını yerine getirmesi gerekir. Kalıcı konutlar yolu üzerinde yaptırmış olduğum çeşmemi gereksiz sebeple - Oradan yol geçirmesi gerekmiyordu, yıktırdı. - Ben İnşaat mühendisiyim. Pek çok kere yol şantiyelerinde çalıştım. Yol, benim tavukçuluktan önceki mesleğim. O yolu o çeşmeyi yıkmadan oradan geçebilirdi. Sırf benim yaptırdığım çeşmeyi yıkmış olmak için benim yaptırdığım bir hayrı ortadan kaldırmak için o çeşmeyi yıkmıştır. Bunun izahatı yoktur. Alaaddin Yılmaz’ın hayra nasıl baktığını orada göstermiştir. Zorla kimseye hayır yaptıramaz. Buna Alaaddin Yılmaz’ın gücü yetmez. Elindeki yetkileri istediği şekli ile kullanabilir. Bugüne kadar da kullanmıştır bana ve benim şirketime karşı. Ne yapabiliyorsa gene yapsın devam etsin. Allah ömür verdiği sürece bütün bunlara biz karşı geleceğiz. Partiyi ve belediye meclis üyesi arkadaşlarımı bana olan şahsi garezi yüzünden rahatsız etmemesini istiyorum. Ben buradayım. Şirketim burada. Bana olan garezini benle halletsin. Bana olan rahatsızlığını da eğer yüreği varsa Bolu kamuoyu ile paylaşsın. Böyle ayak oyunları ile beni küçültemez. Buna başkanın dermanı yetmez. “
