“Bilim dışı uygulamalara derhal son verilmeli”
Eğitim İş Genel Merkez Örgütlenme Sekreteri Bilal Şener ilimize gelerek örgütlenme çalışması yaptı. Burada basın mensuplarına bir açıklama yapan Şener Din dersinin zorunlu olmaması gerektiğine ilişkin AİHM kararları bulunurken, dini içerikli seçmeli derslerin, pek çok okulda “zorunlu” hale geldiğine dikkat çekti.
Şener; “Öğrenciler, 4. sınıftan itibaren Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini haftada 2 saat zorunlu olarak görüyorlar. Değişik kademelerde öğrencilerin karşısına “seçmeli ders” adı altında “Kuran-ı Kerim”, “Peygamberimizin Hayatı”, “Temel Dini Bilgiler”, “İslam Kültür ve Medeniyet Tarihi”, “İslam Bilim Tarihi”, “İslam Kültür ve Medeniyeti” gibi dersler çıkıyor. Öğrenci bunların yerine yabancı dil, matematik vb ders seçmek istese de branş öğretmeni olmadığı gerekçesiyle çoğunlukla bu dersleri seçmeye mahkum oluyor. Böyle olunca da kimi okullarda öğrenciler, neredeyse imam hatip okulları kadar dini içerikli ders görmüş oluyor” dedi.
.jpg)
EĞİTİMİ DİNSELLEŞTİRME ADIMLARI TAM GAZ!
Eğitim İş Genel Merkez Örgütlenme Sekreteri Bilal Şener yaptığı açıklamada şu unsurlar üzerinde durdu; “AKP iktidarı, çağdaşlaşmanın temeli olan eğitimi, kendi ideolojik amaçları doğrultusunda biçimlendirmeye devam etmektedir. Çocuklarımız ise siyasi iktidarın muhafazakâr bir toplum ve tek tip insan yaratma anlayışından ne yazık ki payına düşeni almaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Diyanet İşleri Başkanlığı, yerellerde ise İl müftülükleri ve dini cemaatlerin uzantısı olan dernek ve vakıflarla yaptığı protokoller, okullarımızda inanç istismarının önünü açmaktadır. Son olarak Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Müftülüğü ile arasında imzalanan protokolle, haftada iki saat, serbest etkinlik dersinde İl Müftülüğü’nün görevlendirdiği öğretmen tarafından okullarda “Değerler Eğitimi” dersi verilmesi kararlaştırılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’na hatırlatırız, okullarımız bilimsel ve laik eğitim ilkeleri çerçevesinde eğitim verilmesi gereken kurumlardır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve bağlı kurumların, okullarda bu tür faaliyetlerde bulunması kabul edilemez. Kaldı ki “Değerler Eğitimi” adı altında AKP'nin anladığı bir "inanç öğretisi" nin çocuklarımıza nasıl dayatıldığı, daha önceki uygulamalarla ortaya konulmuştur. AKP iktidarının değerler eğitiminden anladığı tek şey din eğitimidir. Eğitimin niteliğini yükseltmek ve çocukların özgür, akılcı ve sorgulayan bireyler olarak yetiştirilmesi için en küçük bir adım atmayan siyasi iktidar, eğitim sistemini kendi ideolojileri ile dinin ve tek bir mezhebin kurallarına göre biçimlendirmeye çalışırken sınır tanımamaktadır. Eğitim-İş olarak siyasi iktidarı, eğitim alanı ile inanç alanını birbirine karıştırmaktan, çocuklarımızı kendi ideolojik hedeflerine ulaşmak için kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyor, bu tür bilim dışı ve pedagojik açıdan son derece sakıncalı uygulamalara derhal son verilmeleri konusunda uyarıyoruz.”
