120x600

Alemdar inşaat

07-02-2016 Zeynep Burcu ŞAHİNER

Güzel Kardeşim,

 

Sen bu satırları okuduğunda ben öyle kilometrelerce uzakta olmayacağım. Muhtemelen seni doğuran annen, koruyup kollayan ablan, hayranlıkla gözlerinin içine bakan küçük kız kardeşin, aşkla elini tutan sevdiceğin, her sabah işe giderken karşılaştığın komşu kızın, küçücük kollarıyla boynuna sarılan prensesin olarak seninle aynı çatı altında yaşayacağım..

 

Evde, sokakta, iş yerinde, başını çevirdiğin her yerdeyim anlayacağın. Sanırım bunu kabullenmekle işe başlayabilirsin. Ayaklarımın üzerinde durabilmek için en az senin kadar yoruluyor, en az senin kadar çalışıyor hatta çoğu zaman hayatın birçok alanında senden çok daha çetin savaşlar veriyorum.. Bileğimin hakkıyla hak ettiğim makamları bir aile kurmak istediğim için kaybedebiliyorum mesela. Sen hiç hamile olduğun haberini iş arkadaşlarınla paylaştıktan 3 hafta sonra, tazminatını aldın mı? Ben aldım güzel kardeşim. Kimse de kimseye "Yahu ne yapıyorsunuz?" demedi.

 

Sonradan duydum ama, meğer çocuk doğuracak olmam işime olan konsantrasyonumu kaybetmeme sebep olurmuş, öyle demişler. Çocuğumla mı ilgilenecekmişim yoksa imzalanması hedeflenen onlarca sözleşmeyle mi? Bir kadının tarafını seçmesi gerekirmiş. Ya toplumun biçtiği rolü benimseyip, dizimi kıracak, öyle boyumdan büyük işlere kalkışırken aile kurmanın peşine düşmeyecekmişim ya da güzel bir kariyer ve güzel bir geleceğin bedelini ödeyip dişimi tırnağıma takacak, bu yolu yalnız yürüyecekmişim.. Çünkü hiçbir baba, çocukla anne kadar ilgilenmez, ev işlerinde yardımcı olmazmış. Çocuk da yuva da erkeğin değil, kadının sorumluluğundaymış.. Zormuş anlayacağın hepsi bir arada, hak etmişim ben işten çıkarılmayı..

 

Toplum atmosfer gibidir güzel kardeşim, beni bağlamaz diyemiyorsun ister istemez. "El alemin ne düşündüğü ne söylediği umurumda değil. Ben böyleyim, böyle de yaşarım!" gerçekçi bir yaklaşım değil. Köşe başında atılmışsa biber gazı, senin de pencerenden giriyor. Haliyle yaşarıyor gözlerin. "Beni bulmaz!" diyemiyorsun. Başkalarının başına gelen de muhtemelen hak edecek bir şeyler yaptığından geliyor değil mi canım kardeşim? Senlik bir mesele yok yani. Toplumun normal/anormal algıları, onlarca insanın hayatına mal olabiliyor da, biri de çıkıp "Bu toplum kim? Sen, ben, aşağı mahalleli, yukarı mahalleliyiz işte. Toplum dediğin biziz kardeşim! Bu böyle, nereye kadar?" demiyor.. Sen hiç arkadaşlarınla keyifli vakit geçirdiğin bir gecede, sırtına dayanmış bir bıçakla evine doğru yürüdün mü kardeşim? İnsan görünümlü bir hayvanın dürtülerini şehrin göbeğinde, en kalabalık caddelerden birinde, bir apartman bahçesinde tatmin etmek durumunda kaldın mı? Ben kaldım güzel kardeşim. Kimse de "Ne işi varmış o bıçağın kızın sırtında, bu hangi insanlığa sığar?" demedi.

 

Sonradan duydum ama, meğer geç saatte dışarıda olmam başıma gelecek her şeyi kabullenmem anlamına gelirmiş, öyle demişler. Gecenin 3'ünde dışarıda ne işim varmış? O saatte dışarıdaysam ne mal olduğum belliymiş zaten. Ayrıca kamera kayıtlarından anlamışlar ki hiç direnmemişim. İstesem bağırıp çağırıp kaçmaya çalışabilirmişim. Kuzu kuzu yürümüşüm bahçeye doğru, demek ki ben de dünden razıymışım başıma geleceklere.. Ben böyle ahlaksızmışım anlayacağın, hak etmişim tecavüze uğramayı..

 

İnsanız güzel kardeşim, içimiz kıpır kıpır oluyor işte. Göz göze gelince havai fişekler patlıyor yürekte, el ele tutuşunca zannediyorsun ki dünya dursa durmaz başının dönmesi. Sevince yeryüzü cennet,karşındaki de melek oluveriyor. Ne gözün görüyor tehlikeyi, ne ölçüp biçebiliyorsun olanı biteni. Bir rüzgar esmeye başlıyor ardından, alıp bulutların üzerine çıkarıveriyor seni. Yeryüzü hep cennet, eli sıkı sıkı tutulan adam hep melek kalacak zannediliyor da, beş dakikada değişiyor değil mi işler güzel kardeşim? Sen hiç mercimek çorbasını salçasız yaptın diye öldüresiye dövüldün mü? Ben dövüldüm güzel kardeşim.. Kimse de çıkıp "Allahtan korkmaz, kuldan utanmaz ahlaksız, sen ne yaptığının farkında mısın?" demedi.

 

Sonradan duydum ama, diğer vakalarda olduğu gibi burada da senlik bir mesele yok tabii ki. Evlenmeden önce düşünecekmişim güzel kardeşim. Kolay mı öyle yuva kurmak? Yuvayı dişi kuş yapar, katlanacağım tabii ki ceremesine. Adam soyadını vermiş bana, daha ne yapsın? Bundan büyük lütuf mu olur Allah aşkına? Ne olmuş yani evlenmeden önce daha doğru düzgün bir adamsa? Ben de azıcık akıllı olsaymışım da alsaymışım sinyalleri. Hem evlilik dedikleri öyle tozpembe, güllük gülistanlık bir şey değilmiş. Tabii ki evlenmeden önceki haller evlilik öncesinde kalacakmış. Köprüyü geçtim neticede, değil mi kardeşim? Boşanamam öyle. Bizde boşanma yok. Dul kadın mı olacağım? Boşanacağıma ölürüm daha iyi. Durduk yere başa iş mi açacağım güzel kardeşim? Ben o mercimeği onun sevdiği gibi salçalı yapacaktım anlayacağın, hak etmişim o dayağı yemeyi.. 

 

Boşver güzel kardeşim, boşver. Amma dertli yazdım sen de kusuruma bakma. Seni ne ilgilendirir ki bu olanlar? Bunlar gazetelerin üçüncü sayfasının, ana haber bültenlerininse sona saklanan birkaç saniyelik haberleri. Eminim şimdi kapatacaksın bu sayfayı, işine gücüne geri döneceksin. Nerden denk geldin de okudun zaten? Eşin sevdiği yemeği yaptı mı acaba bu akşam? İnşallah kareli gömleğin yıkanıp ütülenmiştir, kırmızı kravatın en çok o gömleğine yakışıyor çünkü, yarın önemli bir toplantıya gideceksin, dış görünüş önemli. Geçtiğimiz dönem de çocuğunun hiçbir veli toplantısına gitmedin, acaba bu sefer ne söylesen de gitmesen? Bahar da geliyor hafta sonu kesin evde temizlik var, halı sahayı ayarlaman lazım, yoksa nasıl kaçacaksın evden? Hafta boyu deliler gibi çalışıyorsun, bir hafta sonun var zaten kendine ve arkadaşlarına vakit ayırıp iyi hissedebileceğin, o zamanı da kimselerin iyiliği için harcayamazsın. Kimse kusura bakmasın ama sen erkeksin güzel kardeşim. Kapı gibi mavi kimliğin var. Herkes aklını başına devşirip, rolünü üstlenecek. Güzel güzel mutlu mesut yaşayıp gideceğiz değil mi güzel kardeşim?

 

 O değil de.. Geçen hafta performansı nedeniyle işten çıkarılan Gülten meğer 4,5 aylık hamileymiş. İsabet de olmuş, gitsin doğurup çocuğuna baksın. Senin de içinden geçiyor şöyle aslanlar gibi bir oğlun olsun, elinden tutup parka gidesin amma velakin, evin kredisi bitmedi be kardeşim. Kredi bitsin de, hamile kaldı diye hanımı işten atsalar da dara düşmezsin güzel kardeşim..

 

Böyle devam güzel kardeşim, durmak yok, bu kafayla böyle devam..

 


www.boluobjektif.com'da yer alan köşe yazarlarının yazıları kendi görüşleridir. Yazdıkları köşe yazılarından dolayı www.boluobjektif.com sorumlu tutulamaz.



Zeynep Burcu ŞAHİNER Diğer Yazıları
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları