120x600

Alemdar inşaat

09-11-2015 BOLU

Kıbrıs Gazisi; YAŞAYAN TARİH (Ahmet Şerafettin Yamaner)

Bolu Objektif olarak Efsane Komutan Kıbrıs Gazisi Bolu için yaşayan tarih Em. P. Kd. Bnb. Ahmet Şerafettin Yamaner ile Kıbrıs günlerine döndük. Bize hiç bir yerde yayınlanmamış olan anılarını anlattı. Biz de büyük bir onurla okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Kıbrıs Gazisi; YAŞAYAN TARİH (Ahmet Şerafettin Yamaner)
Bİ tur

Ahmet Şerafettin YAMANER

Em.P.Kd.Bnb, Kıbrıs Gazisi

 

 İlk ve Ortaokulu Bolu’da bitirdikten sonra Kuleli Askeri Lisesine girdim.Askeri Lise bitiminden sonra 1969 yılında Kara Harp Okulundan Teğmen olarak mezun oldum.

Yurdun çeşitli bölgelerinde Türk Silahlı Kuvvetlerinde Vatan savunması için başarılı görevler yaptım.

Şubat 1973 yılında Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay Komutanlığı  (Kıbrıs Değiştirme Birliği) Ağır Silah Bölüğü Tanksavar Takım Komutanı olarak Kıbrıs’a atandım.

Birinci Kıbrıs Harekatında Tanksavar Komutanı olarak bütün Alay Cephesinde Muharebeye  katıldım.

2 nci Kıbrıs Barış Harekatında Şehit olan Üsteğmen Ünal Genç’in Takımını aldım.Takım Komutanı olarak İkinci Harekata katıldım.

1960 yılında Birleşmiş Milletler kararı ile Kıbrıs’ta bir Yunan Alayı ile Rum Milli Muhafız Birliği ve  Türk tarafında da Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı ve Kıbrıs Türk Mücahit Teşkilatı vardı.

Bir ve İkinci Kıbrıs Harekatına katılmam dolayısıyla  Şerit, Rozet ve Beratı aldım.

Kıbrıs Şehit ve Gaziler Derneği Genel Başkanı Ersan ERTAN, Türkiye Emekli Subaylar Derneği Genel Başkanı Em.Tüm General Melih Tunca’nında bulunduğu  Törende şahsıma Madalya verilmiştir.(Ekte)

1989 yılında Kıdemli Binbaşı rütbesinden malulen emekli oldum.Emekli olduktan sonra kuyumculuk sektörün de iş hayatına başladım.İlimizde sosyal hayata katkı vermek için STK larda görevler aldım.Yukarı Çarşıyı Koruma Güzelleştirme ve Yardımlaşma Derneği Kurucu başkanı olarak uzun süre görev yaptım.10 Sene Emekli Subaylar Derneği Başkanlığı yaptım.Bu görevi kendi isteğimle bıraktım.

Halen Bağışçılar Vakfı Kurucu üyesi olarak  Yönetim Kurulunda görev yapıyorum.

Aynı zamanda Bolu Kalkınma ve Tanıtma Vakfı üyesiyim, Yönetim Kurulunda görevliyim.

Kıbrıs konusuna girmeden önce Kıbrıs’la ve Harekatla ilgili anılarımı parça parça aktarmak istiyorum.

Sıraya koymam mümkün değil çünkü Harp Anıları sayfalar dolusu yazılsa bitmez.

 

 

KIBRIS’TA TÜRK VARLIĞININ KARŞI KARŞIYA BULUNDUĞU TEHDİT VE TEHLİKE

Bugün Rum-Yunan ikilisi, Kıbrıs’ta ENOSİS’ i gerçekleştirmek için hala, bu savaşı her alanda sürdürmektedir.

Rumların dini ve siyasi lideri Başpiskopos Makarios doğduğu yer olan BAF’ ın Panaya köyünde yapmış olduğu konuşmada: “Helenizmin müthiş düşmanı olan Türk ırkının bir parçasını teşkil eden küçük Türk toplumu adadan kovulmadıkça  EOKA kahramanlarının  görevi asla sona ermiş sayılmayacaktır.” diyerek ENOSİS’ in hedefinin, Kıbrıs’ta yaşayan Türkler olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Yıllardan beri Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırılarına ve mezalimine maruz bulunan Türk’lerin bir kısmı hala  varlıklarına yönelik tehdit ve tehlikenin farkında değillerdir.Asıl tehlike işte buradadır.

İlk başlarda Kıbrıs’ı diplomatik yollardan topraklarına katmayı deneyen fakat muaffak olamayan Yunanistan, İkinci Dünya Harbi’nden sonra, adayı kuvvet kullanarak ilhak etmeye karar vermiş: 1955-1974 yılları arasında yasa dışı yollardan adaya çıkardığı askeri kuvvetlerle Kıbrıs’ta ENOSİS’ i gerçekleştirmek için kanlı bir savaş vermiştir.

Bu süreçte Kıbrıs Türk’ünün, Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırılarına karşı gösterdiği direnme; Türkiye’nin ENOSİS’ e karşı sergilediği kararlı tutum ve her alanda Kıbrıs Türklerine sağladığı kesintisiz destek, Rum-Yunan ikilisini kaba kuvvet kullanarak hedefine ulaşmaktan alıkoymuştur.Türk Ordusunun 20 Temmuz 1974 günü Kıbrıs’a çıkmasıyla Rum-Yunan ikilisinin buradaki Türkleri katletmesi önlenmiştir.

Halihazırda Kıbrıs’ta yüksek rütbeli Yunan general ve subaylarının komutası altında bulunan Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) ile adada bulunan Yunan birliklerinin toplam personel mevcudu  yaklaşık olarak 25000’nin üzerinde olup, Güney Kıbrıs’ta seferberliğin ilan edilmesi ile bu mevcudun 24 saat gibi kısa bir zaman içinde 80000’e çıkabileceği tahmin edilmektedir.

Ayrıca Rum-Yunan ikilisi, Kıbrıs’taki askeri gücünü sürekli olarak takviye etmekte ve satın aldığı ileri teknoloji  ürünü silah sistemleri ile donattığı birliklerin muharebe etkinliklerini ve muharebe kabiliyetlerini artırmaktadır.Birlikte icra ettikleri Nikiforos atışlı atışlı tatbikatları ile adadaki  askeri gücün harbe hazırlık derecesini yükseltmekte; bu güce sınırlıda olsa taarruz olanak ve yeteneği kazanmaktadır.

Her ne kadar Kıbrıs’ta, bugün için savaş çizgisi geçilmişse de, Yunanlılar ile Kıbrıs Rumları ihtiraslarını her zaman mantığın önünde görmüşler ve adada akla mantığa sığmayan hareketlerde bulunmuşlardır.Bu nedenle Rum-Yunan ikilisinin siyasi ve askeri yetkilileri aşırı ölçüde silahlanmanın verdiği cesaretle ve AB ile büyük desteklerden de güç alarak mantıklı düşünme kabiliyetini kaybedebilir, beklenmedik bir zamanda, umulmadık bir karar alarak Kıbrıs’ta baskın tarzında, mahdut hedefli bir taarruz icra edebilir.

Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ta ENOSİS için sürdürdüğü çok yönlü mücadelenin bir parçasını teşkil eden ekonomik savaşın ana hedefi, KKTC’ nin ekonomisini çökertmek; Kıbrıs Türk’ünü açlığa, fukaralığa, yoksulluğa, yılgınlığa mahkum ederek mücadele ve iradelerini ortadan kaldırıp onları boyunduruk altına almaktır.

Silah zoru ile Kıbrıs Cumhuriyetini gasp eden Rumlar, 1964 yılının başından beri Kıbrıs Türk Halkı ile olan ticari, iktisadi, mali bütün ilişkilerini kesmiş ve onlara karşı ekonomik ambargo uygulamaktadır.

 

Kıbrıs Türklerinin ürettikleri malların dünya pazarlarında satılmasına mani olmak için her çareye başvurmaktadırlar.

AB Adalet Divanı’nın 05 Temmuz 1994 tarihinde hiçbir ahlaki ve hukuki temele dayanmayan bir karar alarak Kuzey Kıbrıs’ta üretilen malların AB üyesi ülkelere satılmasını yasaklaması ve KKTC’nin AB ile olan ticaretini durdurmasıdır.

Bu şekilde GKRY, Kıbrıs Türklerine karşı uyguladığı ekonomik ambargoyu ENOSİS mücadelesinde güçlü bir silaha dönüştürmüştür.

 

 

BAYRAĞA SAYGI İLE İLGİLİ ANIM

Yunanlar İzmir’i işgal ettiğinde Yunan Kralının önüne Türk Bayrakları seriliyor. (Çiğneniyor.)

26 Ağustos 1922 Büyük Taarruzunda Yunanlılar kaçarken Komutanları esir alınıyor.

Atatürk’ün ve diğer subayların önüne Yunan bayrağı getirilip serilmek isteniyor Atatürk “Nedir o” deyince “Paşam onların Komutanı bizim bayrağımızı çiğnediler”, deyince;

Büyük Komutan, Büyük Lider M. Kemal Atatürk “Bu bize Türk’ün büyüklüğüne, asaletine yakışmaz, kaldırın o bayrağı. Bayraklar milletlerin şerefinin timsalidir, asla ayaklar altına alınmaz.”

2. Harekatta en ileri hatta harekata katılmam nedeniyle bana Kıbrıs Türkleri enformasyondan albüm hediye edildi.

Albümün içindeki bir resim görülüyor.

Türk Bayrağını ele geçiren Rum askerleri cansız Türk Bayrağına süngü saplamayı kahramanlık sayıyor. Bu da bir belgedir.

 

 

KAHRAMANLIK ÖRNEĞİ

Kıbrıs Barış Harekatında bir Türk Tankının Beşparmak Dağları’nın zirvesine kadar tırmanıp orada kaldığından bahsedilir. Bu bir hikaye değildir. Gerçektir.

Dünya savaş tarihinin ibret dolu bir tablosudur.

 Bu tankı buraya çıkaran, Onbaşı Gürler ERDAĞ, Er Abdulkadir KURT, Er Recep DOĞANYİĞİT’tir.

Birliğin Komutanı, tankın sürücüsü kahraman askere;

Evladım bu tankı buraya nasıl çıkardın? Diye sorunca

Asker;

-Komutanım, o anda gözlerimin önünde engelsiz düz bir yol göründü. Rumlar kaçıyordu. Ateş ederek buraya kadar çıktım.

Komutan Mehmetçiğe emreder.

-Tankı indir.

Er cevap verir: O yolu görmeden nasıl indireyim komutanım.

Tank hala o dağın zirvesinde durmaktadır.

Bu bir destandır. Dilden dile, gönülden gönüle ulaştırılacak destandır.

Selam olsun bu destanı yazanlara,

Selam olsun bu destanı yazarken can verenlere.

 

 

RESİMLER

Harekattan önce Kıbrıs Gönyeli bölgesinde K.T.K.A nın en ağır silahları olan Tanksavar Takımının eğitimini Alay Komutanı Kurmay Albay Mustafa Katırcıoğlu, Komuta Karargahı ve Grup Komutanları izliyor.

Bu Takım ve Kahraman erlerin belirtilen tehlikeli görülen her hedefi birer mermi ile yok etmişlerdir.

Ben biraz sert mizaçlı ve displinli bir subaydım.

Bana Askerin yanaşması biraz zor olurdu.

Her hedefin birer atım mermi ile yok edilişi Askerin beni kucaklaması ile bitiyordu.

Bu; verdiğimiz eğitimin başarısının ifadesidir.

Bu; Hazarda ter dökenin, seferde kan dökmeyeceğinin bir ifadesidir.

 

TAS. Tk. K. Ütsm. Ahmet Şerafettin Yamaner (Ders Anlatıyor), A.K. Kur. Alb. Mustafa Katırcıoğlu, A.K. Yrd. Alb. Gültekin Alpugan, P.Yzb. Yalçın Kızılçullu, P. Yzb. Ahmet Meydanlı, P. Yzb. Önder Esin

 

 

K.T.A.K. Keşif Tk. K. İ. Mücahit Tk.’ı ve çavuşu                Saint Hilarion Kalesi, Bölük Komutanı ile (Beyaz ev)

 

Devam Edecek...




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER BOLU HABERLERİ
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları