120x600

Alemdar inşaat

09-11-2015 BOLU

Türkiye’de en taze balığı Bolulular yiyor…

Yarım yüzyıllık balıkçı Çakır… Günlük taze balıkları, tüm aile bireyleriyle birlikte güler yüzleriyle Bolu’ya balıkçılık adına hizmet vermekte. Hem taze balık hem de pişirerek sunmuş oldukları hizmet takdire şayan. Babadan devraldığı mesleği konusunda yaptığımız söyleşiyle balık ve bilinmeyenleri bazında çeşitli konuları paylaştık. Balıkçı Yılmaz Cesur şunları söyledi:

Türkiye’de en taze balığı Bolulular yiyor…
Bİ tur

“Bolu’da balıkçılığa ilk başlayan babamdı. Balıkçı Çakır bu mesleğe 1960’da başladı. Kendisi Bolu’ya deniz balıklarını öğreten balıkçıdır. 1960’dan beri fedakarca, özveriyle çalışıp Bolu’ya balık temin etmiştir. Biz Balıkçı Çakır’ın 2 oğlu olarak balıkçılığa devam ediyoruz. Babadan devraldık bu bayrağı ve bugüne kadar getirdik.

Prensibimiz, önce müşteriye taze balık temin etmek. İddia ediyorum ki Türkiye’de en taze balığı Bolu halkı yemektedir. Biz günlük balık getiriyoruz Bolu’ya. Balıkçılık neredeyse, her gün İstanbul’da, Akçakoca’da, Sinop’ta, işte Karadeniz’in neresinde ise biz bu balıkları günlük olarak temin ederiz. Akçakoca’ya gider, kayıklarda bize taze balıklar ayrılır, biz bu balıkları Bolu’ya getiririz. Az tutulduğunda bile bizim kayıklarımızda çeşit ve tür balıklar olur, devamlılığı sağlarız.

 

 

EN SEVİLENİ HAMSİ…

Balıkları burada soğutucumuzda muhafaza ederiz, en fazla 2-3 gün. Dondurulmuş balık kullanmayız, taze balık satıyoruz. O nedenle stoklama yapmıyoruz. Her gün balık için Akçakoca’ya gidiyoruz. Burada Boluluların en sevdiği balık hamsi.  Hamsi yerli halkımız tarafından çok sevilmekte. İlimizin büyümesi, dışarıdan gelenlerin artması, hastanelerin açılması, iş kollarının çoğalması daha fazla çeşit balık temin etmemizin sebepleridir. Hemen hemen her çeşit deniz balığı temin ediyoruz. Kalkan balığı da bunların içinde, ancak istek üzerine getiriyoruz çünkü kalkan balığı son yıllarda çok pahalılaşan balık. Kilosu 100 TL’den aşağı düşmüyor, onu da herkes almıyor, en az 4-5 kilo olması lazım, yani o zaman kalkan yedim diyebilirsiniz. Zaten 3 kilodan aşağı kalkan da yasak zaten.

 

 

OLMAZSA OLMAZIMIZ TAZE BALIK VE HİJYENDİR

Babam zamanında da çalıştırdığımız canlı balık lokantamız vardı. Bir süre ara verdik pişirmeye. Son zamanlarda istek ve talep doğunca bir pişirme yeri açmak durumu hasıl oldu. Burayı o düzende açtık. Bizim mutfağımız herkesin görebileceği bir yer. Balıklarımızda kullanılan yağ o pişirimlikle biter, ikinci sefer kullanılmaz. Sipariş veren müşterimiz göz önünde balığının nasıl piştiğini görür.

Birinci olmazsa olmazımız taze balık, ikincisi ise hijyen. Hijyene çok önem veririz. Balıklarını müşterilerimiz gönül rahatlığıyla yiyebilirler. Gözlerinin önünde temizlenir, aynı zamanda pişer, paketlenir ve teslim edilir. Evlere servis yapmıyoruz, ancak önceden telefon eden müşterilerimizin taleplerini karşılıyoruz. İnternet sayfamız yok, hangi saatte isterlerse telefonla bize ulaştıklarında hazır ediyoruz siparişlerini.

 

Yarım yüzyıllık bir hizmet bu. Çakır ismi babamdan bana geçmiş durumda. Bizler de benden sonra çocuklarımızı hazırlıyoruz. İnşallah bu meslek böyle devam edecek. Bizim Çakır ismi bir marka oldu. Son 10 senedir bu pişirme işine de devam ediyoruz. Bolu dışından İstanbul – Ankara’dan bile özellikle balık yemek için geldiklerini belirten müşterilerimizin olması bize ayrı bir gurur veriyor.

 

 

BAŞARIMDAKİ EN BÜYÜK PAY EŞİMDİR

Burası tamamen aile şirketi, eşim, çocuklarım, yeğenlerim hep bir arada bu işi yürütmeye çalışıyoruz, eğer kendimiz olmasak bu işin başında, herhalde başarı oranı biraz zayıf olur. Başarıyı biz ailece yakaladık, işimizin başında ciddi bir şekilde çalışıyoruz. Her şeyden önce taze balık, temiz balık ve günün şartlarına göre ekonomik yönden de en ucuzu olarak gitmeye çalışıyoruz. Porsiyonlarımız çok büyüktür. Bir kişi doymadıktan sonra biz memnun olamıyoruz, bizi tercih eden müşterilerimizden de bugüne dek hiç memnuniyetsizlik görmedik.  Bu başarıyı yakalamamızın en büyük nedeni eşimdir. Kendisi bir erkek gibi balıkçılığı A’dan Z’ye kadar bilmektedir. Balık kültürünü Bolu’ya biz aşıladık ve halen de bu böyle devam ediyor.

 

SIKINTILAR ÇOK

Son zamanlarda balıkta çeşitli sıkıntılar var. Balık yasaklarına uyuluyor ülkemizde. Yazın dükkanımız 3 ay kapalı kalıyor. Kırsal kesimde yazın balığa rağbet yok ancak deniz kenarında yenilebiliyor balık. En verimli dönem Ekim ayından yılbaşına kadar olan zaman dilimidir. Sonrasında fırtınalar ve kış mevsimi randımanı düşürür. Son zamanlarda hamsinin erken avlanmasından dolayı hamside azalma mevzu bahis. Halbuki biz babalarımızdan gördüğümüze göre Kasım’da hamsi tutmaya gidilirdi, fakat şimdi Eylül 1 dedi mi balık tutmaya çıkılıyor. Bu nedenle hamsinin yok olmasının nedenlerinden birisi de stokçuluk ve balığın dondurulması işlemi. Dondurulmuş balıkları daha fazla kar amacıyla ucuz zamanda tutup stoklama yapmaları balığın azalmasına neden oluyor. Aşırı avlanma nedeniyle hamsi tam lezzetli olacağı zamanlarda yok oluyor. Bunun sebebi de büyük firmaların dondurma – entegre işine girmelerinden dolayı bu olmaktadır.

Tirolcülüğün en az 1 sene yasaklanması gerekli ama bu süre içinde de trolcülerin devlet tarafından korunması gerekmekte. Bu da nasıl olur? Belli bir maaş bağlanır ve kayıt altına alınırsa 1 yıl sonunda balıklarımız çoğalır, çeşitler bollaşır işte o zaman balığı bir görmek lazım. Ayrıca balık unu fabrikalarının acilen kapatılması gerekli. Çünkü tonlarca hamsi büyümeden tutulmakta ve balık unu fabrikalarına gönderilmektedir. Yeni kurulan Gürcistan’da bile bu yasaklanmıştır. Ülkemizde de bu tür önlemler alınmalıdır.




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER BOLU HABERLERİ
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları