120x600

Alemdar inşaat

02-09-2016 Eda BAYRAKTAR

İki yıl önce dün Bolu’daki yerel gazeteler için kısacık bir yazı yazmıştım. Şimdi aynı yazıyı revize ederek sizlere sunmam lazım. Zira, barışın zikredilmesinden duyduğum memnuniyetle birlikte, bir tuhaflık olduğunu düşünen daha fazla insan olması gerektiğini düşünüyorum.

 

Dün barışa vesile olması için, kendimizce, anlamlı bir gün kutladık. Barışa methiyeler düzdük, Nazım şiirleriyle kardeşlik vurgusu yaptık, beyaz güvercinler uçurup tüm halklar için kardeşçe yaşam, birliktelik ve barış dileğinde bulunduk. Güzel, inanın hepsi harika. Bugün dünya üzerindeki tüm ulusların kardeşçe yaşamasından daha elzem bir ihtiyaç yok. Barış tüm engellerin üstesinden gelecek kadar kudretlidir.

 

Ancak “Dünya Barış Günü” olarak kutladığımız 1 Eylül'de ufak bir hatırlatma yapmak lazım. 1 Eylül ‘Dünya’ Barış Günü değil millet! 1 Eylül Hitler'in Polonya işgaliyle kanlı 2. Dünya Savaşı'nı başlattığı günün yıl dönümü. 1 Eylül milyonlarca insanın evini, yurdunu, sevdiklerini, hatta canını kaybederek kolonizasyona bedel ödediği o yılların başladığı gün. İnsanlık tarihinin en kanlı savaşının başlangıç tarihinin bugün dünya barışıyla anılması, o savaştan dünyaya kalan en iyi hatıra olabilirdi. Ancak Birleşmiş Milletler 1 Eylül'ü 'Dünya Barış Günü' olarak kabul etmiyor, o gün 21 Eylül. Yani dünya barışına ithaf edilen o bembeyaz gün 1 Eylül değil, 21 Eylül.

 

1 Eylül Sovyetler tarafından ilan edilmiş, dağıldıktan sonra da Sovyet varisi olan komünist ülkelerce bile yeterince sahiplenilmemiş bir gün. Değer görmemiş, hakkı verilmemiş bir sonbahar başlangıcı. Ezcümle, Dünya barış için 365 günde yalnızca bir gün ayıracaktı, onu da beceremedi. Barışın kutlandığı gün üzerinde bile uzlaşamıyorken, dünya barışından söz ediyor olmak devletlerin, ulusların ve nihayetinde insanlığın samimiyetsizliğinden başka bir şey değil yani, hak verin lütfen. Yanılıyor muyum?

 

Güzel ülkem bugünü 'Dünya Barış Günü' olarak kutluyor. Yalnızca Türkiye değil, bir de Kuzey Kıbrıs... Bu iki ülke istikrarlı olarak bu hoş tuhaflığı sürdürüyor, diğer uluslarla birlikte kutlamadığı bir günü tüm dünyaya mal etmeye devam ediyor. Buna anlam verememekle birlikte, bundan kesinlikle rahatsız değilim. Bir Türk yurttaş olarak gurur da duyuyorum. Barışa 'de facto' olarak önem vermesek de hala sahip çıktığımız bir barış günü var, umut verici. Keşke her gün barış günü olsa da söyleye söyleye barışı getirsek buralara...

 

Barış ve umut dolu günlere, sevgiler...

 


www.boluobjektif.com'da yer alan köşe yazarlarının yazıları kendi görüşleridir. Yazdıkları köşe yazılarından dolayı www.boluobjektif.com sorumlu tutulamaz.



Eda BAYRAKTAR Diğer Yazıları
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları