Ekrem ASMA
Olmak Ya da Olmamak
Olmak Ya da Olmamak
Benim açımdan “gazete ya da yayın organı “ ayrımı , “olmak ya da olmamak” ayrımı kadar önemli… Zira gerçekten ya objektif, gerçeğe ve hakkaniyete saygılı bir yayın yaparak gerçek bir “gazete “ olursunuz ya da bir grubun, siyasi veya fikri yapının, çıkar grubunun, bir sosyal yapının “ yayın organı” olursunuz… Yayın organlarını önemsemediğimden değil ama gazetenin ayrı bir önemi ve özgül ağırlığı vardır. Yayın organının asıl amacı bağlı olduğu yapının sesi olmak ve kitleleri kendi öznel yaklaşımları çerçevesinde etkilemeye ( maalesef çoğu zaman “yanlış bilgilendirme ve yönlendirmeye” dönüşüyor) çalışmaktır. Gazetenin tek amacı ise “gerçeği” olduğu gibi çarpıtmadan, eğip bükmeden , başka bir hesap ya da plan yapmadan olduğu gibi gözler önüne serebilmektir… Bu sebeple , hesap vereceğiniz tek organ vicdanınız ve kamuoyu vicdanıdır ve elbette HAK ‘KA olan hakkaniyet borcunuzdur…
Gerek ulusal basında gerekse yerel basında bir çok yayın organı olmasına rağmen, “sahibinin sesi “ olma özelliğini aşıp “gazete” kavramını hak eden ve o kaygıyı taşıyan basın kurumu bir elin parmakları kadar az ne yazık ki… Bu sebeple “gazetecilik” kaygısıyla yayın hayatına başlayan Bolu Objektife hoş geldin ; ve sevgili okurlara da Merhaba diyorum… Fark etmişsinizdir, internet ortamında yayın yapan bir haber sitesi olsa da ve yazıyı yazarken elim bir türlü “ medya , haber sitesi vs. gibi” kelimeleri yazmaya varmadı… Zira “gazete” kelimesinin ben de ayrı bir anlamı ve tadı var ve inanın bu tat sadece “ kağıda basılı olmaktan” kaynaklanmıyor… Maddi , elle tutulur bir şey değil, derinlere , ruha dokunan bir tat… Umarım Bolu Objektif o içeriğe ulaşabilir ve hep birlikte ruhumuza dokunan o tada ulaşabiliriz…
Uzun zamandır ara verdiğim yazılarıma , Bolu basın camiasında ayrı bir yere oturttuğum sevgili Hakan Bey ‘in ricasıyla yeniden başlayıp ben de elimden geldiğince Bolu Objektifi yukarıda anlatmaya çalıştığım “ gazete tadına ulaşmasına” katkı sağlamak istedim… Umarım hep birlikte anlamlı bir katkı sunabiliriz, yayın hayatına…
Sevgili okurlar , öncelikle bir açıklama yapmak istiyorum… Daha yazmış ve yayınlamış olduğum 2002 – 2012 yıllarını kapsayan “ Vesayet Rejiminden İlkel Demokrasiye” adını verdiğim bir yazı dizim vardı… Garip şekilde 2012 yılından sonra öyle gelişmeler oldu ki o gelişmeleri de yazı dizisine “farklı bir adla da olsa “ devam etmek ve eklemek gerekliliği oluştu… Bu sebeple Bolu Objektifte yayınlanacak ilk yazılar bu yazı dizisinin devamı olacak ve 2012 – 2014 yılları arasında ülkemizde meydana gelen önemli gelişmeleri ele alacak… Gerek yazı dizisinin bütünlüğünü bozmamak, okuyucuya bakış açımın alt yapısını sunmak amacıyla öncelikle “Vesayet Rejiminden İlkel Demokrasiye” yazı dizisini yeniden yayınlama karar verdik… Günlük olarak on yazıyı yayınlayıp, gerektiğinde altına güncel notlar düşerek diziyi tamamladıktan sonra 2012 den sonra meydana gelen Gezi Olayı, 17 – 25 Aralık Yolsuzluk ve Siyasete Dizayn Operasyonları, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri vs. gibi toplumu ve siyasi hayatımızı derinden etkileyen hatıralarımızı elimden geldiğince , bütün yönleriyle ve 360 DERECE bakış açısıyla ve hakkaniyet kaygısıyla anlamaya ve anlatmaya çalışacağım…
Gerçek bir gazetenin yüzümüze kattığı anlamlı bir gülümsemeyle yeniden MERHABA…