120x600

Alemdar inşaat

16-02-2015 Zeynep Burcu ŞAHİNER

Saatlerdir tek satır yazamadım.

 

Şapkamı önüme koydum, gece boyunca düşündüm. Nerede kopuyor şerit? Bunca kadın cinayetinin, tacizin, vahşetin kaynağı neresi..

 

Yazılan binlerce tweeti okudum. Önce #Özgecan Aslan sonra #sendeanlat etiketleriyle paylaşılan onlarca duygu, düşünce ve örnek olay üzerine sayısız cümle geçti içimden. Öfkelendim, yükseldim ömrüm boyunca ağzıma almadığım en ağır küfürleri sıraladım içimden, hepiniz gibi. Bütün soğukkanlılığıyla gerçekleştirdiği vahşeti anlatan, adını dahi yazmak istemediğim o aşağılık canlının; yüzündeki tırnak izleri derinleşsin derinleşsin kafatasına kadar insin, ortadan ikiye yarılıversin minik beyni, hepimizin gözleri önünde yok oluversin istedim.

 

Doğru, hepimiz onlarca badire atlattık sırf kadın olduğumuz için. Bizler Özgecan’a nazaran biraz daha şanslıydık.

 

Bindiğimiz otobüsün plakasını mutlaka not etti babalarımız ve gömlek cebine koydu o küçük kâğıdı, biz o otobüsten ininceye dek sakladı. Anlamlandıramadık önce, sonra dedik ki; “Babam yapıyorsa vardır bir bildiği, o en doğrusunu bilir her şeyin.”

 

Yalnız!

 

Bazı babaları, ağabeylere ya da erkek kardeşlere “Erkek adamsın, yapacaksın tabi! Aslan oğlum! Al bakayım şu harçlığı koy cebine, nerede ne zaman lazım olacağı belli olmaz (!)” derken de gördük. Evet, gördük hepimiz bu babaları. Bilirim sizin değildir de ‘bir tanıdığınızın babası’dır illa ki. Ama görmüşsünüzdür, mutlaka kulağınıza çalınmıştır bu cümleler. Tam da burada başlıyor işte her şey. Aynı ebeveynin yetiştirdiği evlatların, cinsiyet farklılığı dolayısıyla gördüğü muamele ayrılığından doğuyor her şey. Erkeğin elinin kiri olan, kadının yaşam sebebi oluyor. Kadını, hayatına son vermeye kadar iten şey; erkeği böbürlendirip, göklere çıkartıyor.

 

Burada başlıyor hanımlar beyler! Tam da burada başlıyor!

 

Oğlunuzun cebine sıkıştırdığınız ilk otel parası ile başlıyor! Ne var ne yoksa değersizleştiriyor, kıymetsizleştiriyor! Okul, dershane ve ev arasında servise bile vermeyip özel aracınızla mekik dokuyarak, üzerine titreyerek büyüttüğünüz herkesten her şeyden sakındığınız kız evladınıza bakınca hissettiğiniz duyguları; başka bir babanın, oğlunuzun vakit geçirdiği kıza bakarken hissettiği gerçeğini unuttuğunuz an başlıyor!

 

O babaya dur diyemeyen annelerin, adam olmayı becerememiş oğlan çocukları; dışarıdan ‘erkek’ görüntüsü verse de karakter yoksunu et parçaları olmaktan bir adım öteye geçemiyor.

 

Allah kahretsin zihniyetinizi, gerçeklerinizi, biçtiğiniz rolleri, değer yargılarınızı!

 

Allah kahretsin oğlan çocuklarınızın ‘erkek olma’ telaşını! Bu iğrenç, aşağılık basmakalıp yargıları!

 

Allah kahretsin o telaşın, kızlarımızın boynuna yağlı halka olup geçişini!

 

Yazdıkça öfkeleniyor, öfkelendikçe yazıyorum..

 

Sessiz kalmak ne mümkün!

 

“Çok acı çekmiştir kızım, keşke kurşunla öldürselerdi” diyen o annenin, “Toprak atmayın meleğimin üzerine!” diyen o babanın acısını yüreğimin orta yerinde taşıyorum!

 

Hepimizin payı var bu vahşet tablosunda. Hepimizin üzerine sıçrıyor kan. Kimse pürü pak değil. Ebeveyn olmayanlar da ‘elalem’ kontenjanını dolduruyor. Susmuyor çenelerimiz, herkese her şey hakkında savuracağımız yargılarımız var. Bir an bile tereddüt etmeden yapıştıracağımız onlarca etiket cebimizde daima hazır.

 

O etiketlerin aynı fütursuzlukla şak diye bizim alnımıza da yapışacağından bi haber.

 

Bize de yazıklar olsun.

 

 

Sesini çıkarmayan, teğet yaşayan, görmezden gelen, üç gün sonra unutulur diyen tüm zihniyetlere, yazıklar olsun..

 

Mekânın cennet olsun Özgecan, dilerim hatırladığın son şey; şefkatle sana sütünü içiren, cebine harçlığını koyan melek annen olur. Dilerim sana bunları yapan insan müsveddeleri zifiri karanlık zindanlarda çürür..


www.boluobjektif.com'da yer alan köşe yazarlarının yazıları kendi görüşleridir. Yazdıkları köşe yazılarından dolayı www.boluobjektif.com sorumlu tutulamaz.



Zeynep Burcu ŞAHİNER Diğer Yazıları
Köşe Yazarları
Burç Yorumları