Şenol SAK
“SIRADIŞI YAŞAMLARIYLA RENGİN USTALARI-15” Mihri Müşfik, (1886 - 1954)
“SIRADIŞI YAŞAMLARIYLA RENGİN USTALARI-15” Mihri Müşfik, (1886 - 1954)
1886 yılında İstanbul-Kadıköy’de dünyaya gözlerini açan Mihri Müşfik Hanım, bir paşa kızıdır. Dr. Çerkez Ahmet Rasim Paşa’nın kızı olan Mihri Müşfik Hanım’ın bir de Enise ve Refik Hanım adında iki kız kardeşi vardı. Batı tarzda eğitim alır, resme olan ilgisinden dolayı o dönemin saray ressamı Fausto Zonaro’nun öğrencisi olur ve ondan resim dersleri almaya başlar. Henüz daha 18 yaşında bile değilken bir müzik dinletisinde tanıştığı İtalyan orkestra şefi ile beraber Roma’ya gitmiş, bir süre burada yaşadıktan sonra Fransa’ya, Paris’e geçmiştir.
Montparnasse’da bir apartman dairesi kiralayarak Atölye-Ev olarak kullanmaya başlar. Bu evin bir odasını da Bursalı Selami Paşa’nın oğlu Müşfik Selami Bey’le paylaşır. Daha sonra iki isim paylaştıkları evin yanı sıra hayatlarını da birleştirecektir. Bir taraftan da, batının bu kültür sanat başkentinde en ilerici resim akımlarını takip eder ve zamanın en ünlü ressamlarından etkilenir. Çoğunlukla ürettiği portrelerinde işte bu yansımalar, yani bolca kübizm ve Expresyonizm etkileri görülür. “Naile Hanım” tablosu da bu döneme ait en önemli eser olarak öne çıkmaktadır. 1913 yılında Maliye Nazırı Cavit Bey’in aracılığı ve önerisiyle, zamanın Inas Sanayi Nefise Okulu’nun kurulmasında kendisinden faydalanılması gündeme gelir. Mihri Müşfik Hanım da İstanbul Darülmuallimat (Kız Öğretmen Okulu) resim öğretmenliğine atanır. Mihri Hanım o dönemde pek çok kadın ressam ve öğretmen yetiştirir. Nazlı Ecevit, Aliye Berger ve Fahrel Nisa Zeyd, sonradan sanat hayatımıza katkı sağlayacak olan önemli isimlerdendir.
Mihri Müşfik Hanım, İstanbul’da bulunduğu dönemlerde ülkenin önemli şair, yazar ve ressamlarıyla yakın dostluklar kurmuştu. İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Tevfik Fikret bunlardan en önemlileriydi. Öyle ki Mihri Müşfik, Tevfik Fikret’in yüzünün kalıbını alarak heykelini dahi yapmıştır. Bu mask Türkiye’de yapılan ilk mask çalışması olup, şu an Aşiyan Müzesi’nde sergilenmektedir.
Mihri Müşfik Hanım 1919 yılında bir yıllığına Roma’ya gider. Ardından iyi gitmeyen evliliği boşanmayla sonuçlanır. 1922 yılında Mustafa Kemal’in mareşal üniformasıyla portresini yapar. Daha sonra İtalya’ya bir kez daha giderek XV. Papa’nın tablosunu yapar. Böylece Vatikan’da ilk kez bir Papa, hem başka bir dinden, hem de bir kadına poz verir. Sonrasında buradan Paris’e geçen Mihri Müşfik Hanım’ın “Çingene” isimli tablosu Louvre Müzesi’ne kabul edilir. Kendi gibi yine ressam olan yeğeni Halet Asaf’ın ölümünün ardından ABD’ye gider. Burada bazı üniversitelerde verdiği derslerin yanı sıra, dışarıda da özel dersler vererek geçimini sağlar. 1928 yılında New York’ta bir müzede de kişisel sergi açar. Bundan sonraki yaşamı yoksulluk içinde geçer ve 1954 yılında New York’ta yaşamını yitirir ve kimsesizler mezarlığına gömülür.
Sanatla kalın…