Şenol SAK
“SIRA DIŞI YAŞAMLARIYLA RENGİN USTALARI-20” Nuri İYEM (1915-2005)
“SIRA DIŞI YAŞAMLARIYLA RENGİN USTALARI-20” Nuri İYEM (1915-2005)
Nuri İYEM, Bulgaristan göçmeni Hüsnü Bey ile Melek Hanım'ın yedinci ve son çocuğu olarak 1915 yılında İstanbul Aksaray'da dünyaya geldi. Ancak küçük yaşta dedesinden kalan miras nedeniyle, annesi ve teyzesi eşliğinde Arnavutluk'un İşkodra şehrine gitti. İyem, İşkodra'da önce mahalle mektebine, ardından İtalyan İlkokulu'na devam etti. Babasının çağırması nedeniyle annesi ve ablasıyla 1924'te Mardin'e giden İyem, ilkokulu Mardin'de tamamladı. Bu arada, İyem’in resim sanatına olan ilgisi, küçük yaşlarda duvarlara kömür kalemle çizdiği resimlerle başlar. 1929'da İstanbul'da Fatih Gelenbevi Ortaokulu'na başladı. Ardından sırasıyla Pertevniyal Lisesi ve Vefa Lisesi'ne gitti. Sanatçı, 1933'te İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Nazmi Ziya Güran'ın öğrencisi oldu, akademideyken ayrıca İbrahim Çallı ve Hikmet Onat atölyelerinde çalıştı. Akademinin orta bölümünden, birincilikle mezun olan sanatçı, İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen önce 1938'de asteğmen olarak Trakya'ya gitti. Avrupa'da tanınmış usta sanatçıların eğitim kadrosuna getirildiği akademinin yüksek bölümünde de 4 yıl eğitim gören İyem, Fransız ressam Leopold Levy'in yanı sıra estetik derslerini daha sonraki yıllarda yakın dostu olacak Ahmet Hamdi Tanpınar'dan aldı. Usta ressam, akademide yüksek resim bölümünden 1944'te "Nalbant" adlı çalışmasıyla ikinci kez birincilikle mezun oldu ve okulun ilk birincisi olma unvanını da elde etti. Okuldan mezun olduğu yıl, seramik sanatçısı, heykeltıraş ve ressam Nasip Özçapan ile evlenen sanatçı, yaşamı boyunca, eşiyle birçok sergiye imza attı. Toplumcu-gerçekçi sanat anlayışını paylaştığı sanatçı dostlarıyla “Yeniler Grubu”nu kurdu. 1941 yılında Kemal Sönmezler, Turgut Atalay, Selim Turan, Avni Arbaş, Mümtaz Yener’ den oluşan grup üyeleri ile, grubun ilk “Liman Sergisi”ni açtı. Yeniler Grubu’na zamanla başka üyeler de katıldı; Abidin Dino, Faruk Morel, Agop Arad, Yusuf Karaçay bunlardan bazılarıdır… Resim-Heykel müzesinde bir süre Halil Dikmen’in yardımcısı olarak çalışan Nuri İyem, ilk kişisel sergisini, 1946 yılında, bir mobilya mağazasında açtı. İlk eserlerini 1930’lu yıllarda veren sanatçı, 1940’lı yılların sonuna kadar toplumcu-gerçekçi bir anlatım üslubuyla eserler üretti. 1950’den sonra yöneldiği ve onu Türkiye’de ilk soyut çalışan ressamlardan biri olarak da hafızalara kazıyacak soyut resim anlayışını 1960’lı yılların sonunda bıraktı ve İşçilerin, balıkçıların, grev yapanların, köyden kente göç eden insanların, gecekondu yaşamlarından yansımaların ve genç kadın portrelerinin ağırlıklı olduğu bir sanat anlayışını benimsedi. Çocukluğunun geçtiği Mardin köylerinden hafızasında kalanları resimlemeye başlayan İyem, kendine özgü bir tarz yarattı. Çocukluğunda kendisiyle çok yakından ilgilenen ve sonraki yıllarda, gözleri portrelerine konu olan ablası Aliye'yi 1922'de kaybetti. Sanatçının hayatı boyunca vereceği eserlerde, gözler hep ön plana çıkmış, yüze anlam katan mimik ve çizgiler ise devre dışı kalarak heykelsi bir yapı oluşturmuştur. Tuvalde ön planda olan bu yüzler, arka alanda kişinin yaşadığı, ev, yer ve çocukları gibi yaşam öyküsünü oluşturan pek çok nesnel değerle birleşti ve aynı zamanda Anadolu kadınının yaşam öyküsünü de ölümsüzleştirdi. Sanatçının manzara eserleri ise alışılmış peyzaj çalışmalarından uzak resimler oldu. Sanatçı, bu resimlerinde İstanbul ve çevresi, Ürgüp-Göreme, Bodrum ve Akçay’ı çevreleyen gecekonduları özellikle tercih etti. İyem, az sayıda natürmortlar da üretti. Meyve kompozisyonu olarak karşımıza çıkan bu çalışmalar, sürahi, meyve ve benzeri nesnelerin kullanımıyla ortaya çıktı. 2001 yılında sanatçının 1500’den fazla eseri, "Dünden Yarına Nuri İyem” adlı sergide görücüye çıktı. Bu ‘Retrospektif Sergi’ de yer alan tüm yapıtların yer aldığı iki ciltlik kitabı yayımlandı.
SANATÇININ ÖDÜLLERİ:
1973 Cumhuriyet’in 50.Yılı Resim Ödülü,
1989 Sedat Simavi Görsel Sanatlar Ödülü
1997 Tüyap İstanbul Sanat Fuarı Onur Ödülü
Nuri İYEM, tüm bu ihtişamlı sanat yaşamının ardından, 2005 yılında, 90 yaşında İstanbul’da vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Sanatla kalın