Zeynep Burcu ŞAHİNER
CHARLİE HEBDO
CHARLİE HEBDO
Fransa’nın başkenti Paris’in göbeğinde güpegündüz bir katliam gerçekleşti.
Haftalık olarak yayın yapan ve Çarşamba günleri çıkan Charlie Hebdo dergisi, İslam ve Musevilikle ilgili yayınladığı sert karikatürlerle adını sıkça gündeme taşıyordu. Sosyal medya araçlarında hesapları olan ve gündemi takip eden okuyucularımız daha iyi hatırlarlar, Hz.Muhammed ile ilgili çizilen karikatürlere de tepkiler çığ gibi büyümüş; kimileri lanetler yağdırırken kimileri ifade özgürlüğünden dem vurmuştu.
Aradan seneler geçti ve bugün 12 kişinin hayatını kaybettiği, 4’ü ağır olmak üzere 11 kişinin de yaralandığı bu saldırı sonrası, kim ne kazandı insan düşünmeden edemiyor.
Olayı neresinden tutsam elimde kalıyor. Saldırganların kim oldukları henüz resmi olarak kesinlik kazanmamakla birlikte ikisinin kardeş olduğu ve kaçmaya çalıştıkları araçta kimliklerini unuttukları ifade ediliyor.
Böylesi vahşice bir katliamı hangi aklıselim insan (hele hangi Müslüman) sevinerek karşılar anlamlandırmak güç. Bu yazıyı kaleme alırken bir yandan da sosyal medya üzerinden #CharlieHebdo etiketi altında yazılan yorumlara da göz atıyorum. İnsan gerçekten hayret ediyor.
Bir şeyi koruyup kollayabilmeniz, zarar görmeden yarınlara ulaştırabilmeniz için; onu benimsemeniz, iyi tanımanız, kanatlarınız altına almanız ve hâkim olmanız gerekir. Hele din gibi hassas bir konuda fedailiğe soyunmadan evvel binlerce kez düşünmek, iyi ölçmek tartmak gerekir.
Taif’te taşlanan, tükürüklere boğulan, tepki vermeyen, karşı saldırıya geçmeyen hatta beddua bile etmeyen; “Başıma gelen eziyet ve işkencelere aldırmam. Sadece sana sığınır ve senin rızanı dilerim. Senden başka kuvvet ve kudret yoktur!” diyen Rasulullah’ın ahlakına bakıp, bugün bu çirkin saldırıyı düzenleyen canilerin ahlakından, cehaletinden çekinmemek elde değil..
“Öldürmeyeceksin!”in emrolunduğu bir dine mensup olduğunu iddia eden lakin İslamiyetin hoşgörü dini oluşundan zerre nasibini almamış onlarca zavallının; akıl sır erdirilemeyecek eylemleri, maalesef ki tarihe kara leke olarak geçmeye devam edecek.
Ben kimseye İslamiyet anlatacak değilim ama bazılarının İslamiyet anlayışının neden bu olduğunu da birilerinin bana anlatması gerek..
Biraz umutsuzca da olsa; tekrarının asla yaşanmaması temennimle..